1 Mayıs 2009 Cuma

STGM Eskişehir YDM Kampanya, Gönüllüler ile İşbirliği ve İletişim Eğitimindeyim…

Tarih: 30 Nisan-3 Mayıs 2009 (4 gün)
Konusu: Kampanya, gönüllüler ile işbirliği ve iletişim
Eğitim Yeri: Eskişehir
Son Başvuru Tarihi: 24 Nisan 2009, saat: 18.00

Eğitim Programı…
4 günlük eğitim programının amacı hak temelli örgütlerin kampanya, iletişim ve gönüllüler ile işbirliği kapasitelerinin gelişmesine katkıda bulunmak. Kampanya fikrinin oluşturulmasından başlayarak, kampanya sürecinin bütün aşamalarını eğitim süresince değineceğiz.

1. Gün
Açılış ve Tanışma
Kampanya Nedir?
Hak temelli savunuculuk
Bir kampanya programı nasıl oluşturulur?

2. Gün
Kampanyaya başlamadan-Analiz teknikleri
Kampanyanın Bileşenleri-Kampanya Döngüsü
Lobicilik-Gücü elinde bulunduranlar ile ilişkiler
Paydaşlar ile İlişkiler-Ortaklıklar, Ağ çalışmaları

3. Gün
Kampanyalar ve İletişim
Medya ile iletişim! Dikkat edilecekler!
Yerel Medya&Ulusal Medya
Medyaya ulaşamıyorsan Medya ol!

4. Gün
Neden buradayız?
Gönüllü? Aktivist? Üye? Eylemci?
Nasıl çalışılır eylemciler, üyeler, aktivistlerle?
Genel değerlendirme…
Kapanış

24 Nisan 2009 Cuma

Makyajımız bir kez daha aktı…

BASINA VE KAMUOYUNA

 Makyajımız bir kez daha aktı…

23 Nisan’da bir yandan dünyada tek olduğu iddia edilen çocuk bayramını “kutladık”…

Bir yandan dünyanın gözleri önünde bir çocuğun, öldüresiye bir nefretle dipçik darbeleri altında perişan edilişini izledik.

Daha birkaç ay önce, İsrail’in vahşeti karşısında sokaklara akmıştık.

Her yer Filistin’di, hepimiz Filistinliydik.

Şimdi sadece vicdanlarımızla değil, dürüstlüğümüzle de yüzleştiğimiz andayız:

Filistinli çocuklar için döktüğümüz gözyaşları ne kadar hakiki ise o kadar insanız ancak.

Unutmayalım. Görelim. Bilelim: O dipçik hepimize.

O mahkemelerde hepimiz yargılanıyoruz.

Ve ne kadar başınızı çevirseniz de, o mahkemelerde hepimiz mahkûm ediliyoruz.

Ve biz artık bu mahkûmiyete isyan ediyoruz.

Mahkûm edilen her çocukla özgürlüğümüzü kaybediyoruz. Dipçiklenen her çocukla kafa taslarımızda ve yüreklerimizde derin çatlaklar oluşuyor.

Sadece barış umutlarımızı değil, insanlığımızı da yitiriyoruz hızla.

 

Biz, çocuklar için adalet istiyoruz.

Biz, çocuklar için barış istiyoruz.

Biz, çocukların değil, bu vahşetin, bu utancın sorumlularının yargılanmasını istiyoruz.

 

Biz, Çocuklar İçin Adalet Girişimi olarak öfkemizi, kaygımızı kamuoyuyla paylaşıyor, yetkilileri uyarıyoruz.

 

 

ÇOCUKLAR İÇİN ADALET GİRİŞİMİ

13 Nisan 2009 Pazartesi

7. PAKET YEDDİ EMİNLİK'TEN YOLA ÇIKIYOR...

Krize Karşı Taksim'de Yarın 7, Perşembe 77, Cumartesi 777 Kişi!
7. Paket İnisiyatifi yarın akşam Taksim'de eylemlerine başlıyor. Hedef cumartesi 777 kişi olabilmek.
"Hükümetin bugüne kadar açıkladığı 5 paketin yoksulların derdine derman olmadığını" savunan ve "Altıncısı da yoldadır, yedincisiniyse biz açıklayacağız" diyen 7. Paket İnisiyatifi, ilk eylemini Salı (14 Nisan) günü yapıyor.

"7 DE BİTSİN..."
Yarın, saat 19:00’da, Taksim Meydanı tramvay durağında yedi kişi toplanıp bir dakikalık sessiz bir eylem yapacak olan inisiyatif iki gün sonra, Perşembe günü sayılarını 77'ye artırmayı planlıyor.
"18 Nisan Cumartesi günü ise 777 kişi olup, '7'de bitsin, 7 de bitsin' diyeceğiz" çağrısında bulunan inisiyatif , 23 Nisan’da tüm yurtta başlayacak ve 1 Mayıs’a kadar sürecek 7. Paket eylemlerine hazırlık niteliğinde olacak bu 7’li eylemleri yenilerinin takip edeceğini duyuruyor.
Krizin mağdurları olarak bir araya gelen bireylerin 7. Paketle hükümet ve yerel yöneticilerden 7 talebi var:
Temel gıda maddelerinden ve ilaçtan KDV’nin kaldırılmasını ve bunlara 1 yıl boyunca zam yapılmamasını istiyoruz. Konutlarda elektrik, su, doğalgaz, telefon, internet faturalarına uygulanan tüm vergiler, sabit ücretler ve fon kesintilerinin kaldırılmasını stiyoruz.
Kişilere ait kredi kartı borç faizlerinin silinmesini, kalan borçların 2 yıllık ödeme planıyla takside bağlanmasını istiyoruz.
Asgari ücretin iki katına çıkartılmasını, vergiden muaf tutulmasını istiyoruz.
İşten çıkartmaların yasaklanmasını, çalışma sürelerinin ücret kaybına yol açmaksızın kısaltılmasını istiyoruz.
Bütün işsizlere “işsizlik kartı” verilmesini, bu kart sahiplerine elektrik, su, doğalgaz, telefon, internet faturalarında yüzde 50 indirim yapılmasını ve toplu ulaşımın ücretsiz olmasını istiyoruz. İşsizlik ödeneğinin arttırılmasını ve kapsamının genişletilmesiniistiyoruz.
Yoksulluk sınırı altında yaşayan konut kiracılarına nakdi kira desteğinin sağlanmasını istiyoruz. Kentsel dönüşüm uygulamalarının durdurulmasını istiyoruz.
En düşük gelire sahip kesimlerden başlayarak “vatandaşlık geliri” uygulamasına bir an önce geçilmesini istiyoruz.
Taleplerin yasalaşması için bir de imza kampanyası başlatan inisiyatif toplanan imzaları TBMM'ye sunacak.

2 Nisan 2009 Perşembe

DEMOKRASİ - EMEK GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU

Değerli okur. Bir yıla yakın bir zamandır çalışmalarını sürdüren ve geldiği noktayı bir de seçim ortamı üzerinden test eden grubumuz, artık Kadıköy Demokrasi - Emek Güç Birliği Platformu olarak blog'a devam ediyoruz... Umarız ve dilerik çalışmalarımız; demokrasi ve insan hakları mücadelesinde bizleri geliştirir ve sürekli kılabileceğimiz birlik ortamını geliştirir... Bağımsız Ortak Adayımız; Nursel Modan Şengür'e ise binlerce teşekkür. Her gün ve günün geceye dönen saatlerinde daima hep güleryüzlü ve enerjik davrandı. Koşuşturup dururken hep yanımızdaydı. Zaten öyle olmalıydı ama 'seçilmiş herhangi bir figür' değildi. Bu çalışmalar için hazırlanmış ve sıranın kendisine gelmesini bekler gibiydi. Tekrar ve kalbimizin bütün sıcaklığıyla teşekkürler. Bu arada aktivistlere de kocaman alkış... Çok sağolsunlar.
Nursel Şengür ve bileşenlerimiz önümüzdeki hafta bir araya gelerek, bir durum değerlendirmesi yapacak ve bunu da sizlerle paylaşacağız...
Blog, yeni yayın döneminde öğretici olduğu kadar gösteren bir hat da izleyecek. Yapılan ve yapılmış çalışmalar üzerinden hattımızı güçlendireceğiz. Bu nedenle desteklerinize de ihtiyaç var... Bize yazın lütfen... Esenlik ve kolaylık dileklerimizle...

SÖZ VEREN 74 ADAYDAN 20'Sİ SEÇİLDİ...


Türkiye — Seçimlerin bitmesiyle birlikte Greenpeace’in seçim kampanyası da sonuçlandı. Greenpeace’e temiz enerji sözü veren 74 adaydan 20’si seçildi. Seçilen başkanları tebrik ediyor ve hatırlatıyoruz: Termik santrallere karşı çıkacağınıza ve temiz enerji hedefi koyacağınıza söz verdiniz. Şimdi, icraatlarınızla henüz iklim tehlikesinin yeterince farkında olmayan diğer belediye başkanlarına örnek olma zamanı.
Greenpeace seçimler öncesinde siyasi parti farkı gözetmeksizin her adayı “Güneş için Belediye Başkanları” bildirgesini imzalamaya ve temiz enerjiler için tahhüt vermeye davet etti. İnternet eylemiyle harekete geçen onbinlerce insan da adaylara ulaşarak oy vermekten daha fazlasını yaptılar ve onları küresel ısınma konusunda duyarlı politikalar geliştirmeye davet ettiler.

29 Mart 2009 Pazar

ASLINDA ÇOKTAAAN KAZANDIK ama ÇAMLIHEMŞİN'DE

Fotoğraftaki kambur köprünün yapım yılı; 1699... Çinçiva'da... Fırtına'da... Şimdilerde adı Şenyuva köyü.

Hemşinliler (ve Lazlar) belki Hopa'yı kaçıracaklar ama Çamlıhemşin'i almak üzereler... Coşkuya katılıyoruz şimdiden. Bir bağımsız adayın, 9 mahallenin ortaklaştırılmış ismi İdris Lütfü Melek'i şimdiden kutluyoruz... Umuyor ve diliyoruz; yarın bu saatlerde onlarca demokrat adayın ve yerin ismini anabileceğiz. Fırtına Özgür Akıyor... Kadıköylü dostlarımızın izniyle bu başarıyı bir şiirle gönendirelim...

Bembeyaz bir sayfa akıyor Pordanis
Gizemli vadilerinden içre
Ne altı çizili ne üstü yazıtlarının
Artık yeniden herşey
Yeniden Hemşin Vice’den Tahpur’a
Yepyeni bir sayfa açılıyor
Pordanis
Akasın diye
Gizemle, vadilerinden içre...
M.Demirci, Ekodanitap, yirmidokuzmartikibindokuz
Pordanis: Fırtına‘nın antik çağdaki ismi.
Tahpur: Hemşinlilerin en yüksekteki ilk yerleşkelerinin ismi.

28 Mart 2009 Cumartesi

OYLARIMIZ NURSEL ŞENGÜR'e, OYLARIMIZ BAĞIMSIZA

Tamamdır. Günler boyunca çalışıldı; yeni ilişkiler kuruldu ve yeni ümitler beslendi... Seçimlerden alınacak her 'iyi' sonuç, gelecek için umut vaat edecek. Birlikte çalışmaya ilişkin, hukukumuzu geliştirmeye ilişkin ve ilişkilerimizi çok yönlü geliştirebilmeye ilişkin. Ayrıca yurttaşlarla olan ilişkilerimizde de güven verici bir iklim yaratacağı kesin. Bu nedenle yarın sabah erkenden sandık başına gidiyoruz. Oylarımızı dikkatlice verip, sandık başında ya da okul bölgesinde görevli arkadaşlarımızı bulup, bir isteklerinin olup olmadığı ya da yardımcıya gereksinim duyup duymadıklarını soruyoruz. Sonrasında sandık açımı sırasında oralarda olmaya gayret ediyoruz. Oylarımıza sahip çıkmanın yolu demokratik bu yarışa hile/hurda karıştırmak isteyen düzen partilerinin önünü tıkamaktır. Lütfen sandığa gidelim ve civarından ayrılmayalım... Herkese kolay gelsin...

ARTIK SIRA SEÇMENDE... BASILI İŞLERİMİZ BİTTİ


Son güne ilişkin çalışmalarımız sürüyor... Afişlerimizi bitirdik artık... Genç arkadaşlarımız en son minibüs yolu üzerine ve çevre yolu üst geçit ayaklarına afiş astılar. Elde kalan broşürlerin tamamını yüklenen Homo Bisikliticus ekibi de yola çıktı bile. Onlardan gelen haberleri de sizlerle paylaşacağız... Akşam üzeri Kazasker ve civarı, Fikirtepe ve civarı ile Bahariye civarında son bildirileri dağıtıp, muhtemelen Moda'da bir yorgunluk çayı içmek için azıcık oturacağız... Offf...

27 Mart 2009 Cuma

AKTİVİSTLERE DAVETİMİZ VAR... KENDİ KESELERİNDEN

Ehhh, seçim çalışmalarının sonuna geldik... Yorulduk. Yorulduk. Yorulduk. Sonuç ne; sakınımlı bir tanımlama yaparsak: birbirimize alıştık... Birlikte çalışmaya alıştık... Sürmesi için de ümitliyiz :-) Tabii, önemli olan çalışmaya katılanların birey olarak kendileri değil; esasen, bileşenlerin bütünleşik haliyle çoğalmamız... Biz bize iyiydik, ama 'bütün' halimiz nedir onu merak ediyoruz? Her neyse, bütün bu çabalarımızın eğlenceli yanlarını konuşmak üzere bir araya geliyoruz. Bir Yorgunluk Yemeği veriyoruz. Masalın Aslı grubu da müzikleriyle bize katılacak... Yemek yiyeceğimiz yerin tarifi fotoğrafta var. Müdüriyet, merkezi seçim büromuzun duvarına asmış :-) Herkes, kendi kesesinden yiyip, içecek. Belki müzik icin beşer lira toplarız... Hepsi bu... Herkes katılmalı. Hatta zorunlu :-)

26 Mart 2009 Perşembe

MÜŞAHİT EĞİTİMİ Mİ, MÜCAHİT EĞİTİMİ Mİ? MÜSAİTSENİZ :-)

Seçimlerde sandıklara mukayyet olacak arkadaşlara eğitim vermeyi sürdürüyoruz. İkincisini cumartesi günü merkezi seçim büromuzda yapacağız. Saat 13'de avukat arkadaşlarımız geliyor ve ilk tertibi kaçıranlara kurs veriyor... Sandık başkanına diklenme, diğer üyelere 'biz, mümtaz müşahitler' bakışları gibi konularda eğitim başlıyor :-) Şaka bir yana, oylarımıza sahip çıkmanın yolu, sayım sırasında orada bulunmakla sınırlı değil... Elbette en son ve herkesin yapması gereken iş, sayım sonucuna kadar oralarda bulunmak ama esasen sabah 8'den itibaren neler yapılabilir, nasıl itiraz edilir; neye dikkat edilir konularda eğitim var. Lütfen gelin, hem aday müşahit olun hem de yapılacakları öğrenin. Yerimiz çok kolay: Kadıköy'de Osmanağa Camii'ni biliyorsunuzdur. Meydanda. Onu Boğa'ya doğru geçerken bahçe duvarının sokağından sağa dönün lütfen. 50 metre sonra sağdaki 3. binanın altındayız... Pankartımız var dışarıda görürsünüz. İçeride de ikram edilecek güzel çay... Bekliyoruz...

MÜNAVELELİ MEŞALE TAŞIMA İŞLERİ İÇİN MÜNHAL (BOŞ) KADROLARA ELEMAN ALINACAK. BAŞVURMAYI UNUTMAYIN

Ruhani bir eda katan meşalelerimizi taşımak isteyenlerle; bildiri dağıtımı ve meşale dağıtımı arasında 'becayiş' değişiklik, rotasyon 'münavebe' gibi aynı manaya gelen işler için buluşuyoruz... Bekleriz efendim...

Meşaleler yeniden yakılıyor... Aydınlanma çağına yönelik bir çağrı değil bu :-) Kampanyamızın son gece etkinliği... Bugün (cuma akşamı) gene saat 19 gibi merkez ofiste buluşup, 19.30'a doğru Boğa ve oradan tramvay yolu üzerinden Bahariye yönüne yürüyeceğiz. Sonra çarşının içine doğru inip... Artık Moda'ya doğru mu; iskelede yeni cenklere mi bilemiyoruz :-) Elbette bildiri ve broşür dağıtımı olacak; son akşam 'bölücülük' yapıyorsunuz diyenlere, 'geçmiş olsun' denecek... Lisan-ı münasiple tabii... Aaa, ben sizi biliyorum, diyenlere 'artık oylarınızı bekliyoruz' denecek ve diğer spontan konuşmalar... Herkesin belâgatına kalmış... Buyrunuz, bekliyoruz...

GREENPEACE'in KAMPANYASINA İMZA ATTIK...

Google, 'kömür santralleri' diye aranınca, yukarıdaki fotografı veriyor... Uzmanı değiliz :-) Rezil olmasak bari...

Devlet ve işbirliği yaptığı oligarklar, Türkiye'nin 19 iline kömür santrali kurmak üzere hazırlık yapıyor... Kömürden zehirleneceğiz... Greenpeace bu durumu protesto etmek için ve yerel seçimler arifesinde adayların bu zehir zemberek girişime alet olmayacaklarına ilişkin söz vermelerini istiyor... Istanbul'un 39 ilçesi var ve ortalama 10 aday belediye başkanlıkları için seçime giriyor diye varsaysak toplam 400 aday, seçimlere katılıyor. Takdir edersiniz ki, sadece 40 kadarı kazanacak. Diğerleri başka baharı bekleyecek... Ama bu halde bile aşağıda verdiğimiz linkte sadece 7 başkan adayının imzası var. İkisi büyükşehir başkan adayı, diğerleri de ilçe belediye başkan adayları... Bu listede önemli bir eksik de kimi beldelerin başkan adaylarının yokluğu... Düşünebiliyor musunuz, kazanamayacağı halde ideolojik ve 'ekonomik' nedenlerle imzalamıyorlar... Pes!! Biz, Kadıköy Bağımsız Ortak Belediye Başkan Adayı olarak imzaladık... İyi yaptık...

HAYAT İKİ TEKERLEĞİN ÜZERİNE GEÇER Mİ? ACABA?


Galiba bisikletli bir hayat, hayatımızın gerçekliği haline gelmeye başlıyor. Zaten iddiamız da bu değil mi? Küresel iklim değişikliğinin başta gelen nedenlerinden biri de hepinizin bildiği gibi zehir üreten arabalar... Çıkardıkları egzost gazı nedeniyle dünyanın tepesini açtıkça açıyorlar ve güneşin ürettiği hayata neden olması kadar, tükenmesine de neden oluyorlar... Bizler bisikleti ve bu 'yavaş' hayatı seviyoruz artık... Bu nedenle bu cumartesi gene bir eylemce yapıyoruz... Saat 14'te Beşiktaş iskele önünde buluşup pedal basacağız... Herkesi bekliyoruz... Turumuz yorgun bir keyif vaadinden gayri arada bir kahve molası da içeriyor...

Bu 'yavaş kent' meselesine ilişkin bi'miktar bilgi verelim: İtalya’nın “Yavaş Şehir (Slow City)” hareketini destekleyenler, şehir merkezlerinde araba kullanımını yasaklayarak ve McDonald’s şubeleriyle süpermarketleri kapatarak yaşanır kentler oluşturmaya çalışıyor. Asya’ya da sıçrayan bu akım, tüm Avrupa’da hızla yayılıyor.
Toskana’nın minik Chianti şehri, 1999 yılında ilk “Cittá Slow” [İtalyanca yavaş şehir] kenti oldu, ardından Bra, Positano ve Orvieto geldi. Zamanla, yavaşlık dalgası diğer şehirler arasında yayıldı. Artık İtalya’daki 42 Yavaş Şehir’le birlikte, İngiltere, İspanya, Portekiz, Avusturya, Polonya ve Norveç’te de birçok Yavaş Şehir var. Almanya’dan, aralarında Hersbruck, Lüdinghausen, Schwarzenbruck, Waldkirch ve Überlingen’in de bulunduğu bazı şehirler, sadece 50.000’den az nüfusu olan kentlerin kabul edildiği harekete seçilebilmek için başvurdu. Kentler benzer algıyla örülecek ve hayatın tadı, keyfi yavaşça çıkacak...

25 Mart 2009 Çarşamba

KOŞUŞTURMA ARASINDA BİR DOĞUM GÜNÜ PARTİSİ


Aslında parti falan vermedik. Bir biçimde öğrendiğimiz bir doğum günü için küçük bir pasta aldık ve Hasanpaşa'da broşür dağıtımı ve yüzyüze görüşmeler için sokaklarda emek veren grubumuzdan sevgili arkadaşımız Burcu'nun doğum gününü kutladık. Kendisine hoş bir sürpriz oldu. Pek, beklemiyordu. Zaten gün boyu (sabah 8'den beri) iskelede ve sonrasında Yeldeğirmeni'nde çalışmışlardı. Yorgun ve üşümüştü arkadaşlarımız... Burcu da akşam üzeri merkez ofise geldiğinde kendisini güleç yüzlü arkadaşları ve güzel yaşa dilekleri karşıladı... Eh, bizler de insanevladıyız :-) Makina gibi çalışmanın alemi yok... Güzellikleri yaşama gayretindeyiz...

ENİS BATUR'DAN: YANKI

Her kelimenin
iki anlamı olduğunu bilmiş,
baştan beri üçüncüyü aramıştı.
Ama bu bir şey değildi
asıl aradığının yanında :
Başka bir düzen olsun istemişti
seslerin arasında, harflerle renklerin
birbirlerini itmedikleri bir dengeydi
ısrarla kovaladığı.
Yıldan yıla dileyüklediği zalim işi
dizmişti kafasında,
ışığa ve karanlığa, sessizliğe ve uğultuya
verdiği değerleri elden geçirmişti tek tek.
Heceden heceye dörtnala ilerlemişti bakışı,
cümleden cümleye tekinsiz
bir başdönmesiyle geçmişti:
Bir an boyu elinde tuttuğu kelime
onu kavururken durmuş, gözlerini uzağa,
sonsuz bir boşluğun ardında beklettiği
sonsuz bir aynaya dikmişti.
"Ben yoksam" demişti oradaki yüz,
"siz bekleyin".

Hayat nedir; seslerin birer yankısı; bu yankıların toplamı? Degil midir?
Çok yaşa Burcu...

24 Mart 2009 Salı

CUMARTESİ GÜNÜ SAAT 2'DE, YİNE BEŞİKTAŞ İSKELEDE

Homo Bisikleticus eylemcemizin ikincisi de vizyona giriyor :-) Ya Kadıköylü ya da bizim 'teker-meker eylemce' tutkunu arkadaşlar pedal basmayı hayli sevdiler. Bu cumartesi yine Beşiktaş İskele önünden hareketle yola çıkacaklar. Saat 14'te buluşacağız ve bu kez güzel bir havada olmasını umut ettiğimiz eylemcemize hepinizi bekliyoruz... Tabii gene aheste-beste bir tempo ile halka broşür ve bildiri dağıtacağız ve sohbet imkanı bulmaya çalışacağız. Bostancı üzerinden Bağdat'a giriyoruz... Sonrası belli, tatlı bir yorgunluk... Herkesi bekliyoruz..

HERKESE GÜZEL BİR HAFTA ve KOLAYLIK DİLİYORUZ

Arka planda iş planımızın bir bölümü görünüyor.
Haftaya arkadaşlarımızın güleç yüzleriyle başlayalım :-) Başkan adayımız sevgili Nursel (Şengür) ve Derya... Bu içten gülümseyiş, seçim çalışmamızın biteceği hafta sonundan itibaren başlayacak olan yeni dönem çalışmalarımızı işaret ediyor. Gülümseyişleri bu yüzden... Birlikte iş yapmanın tadını alan bileşenlerimiz, yeni çalışma ortamlarında da beraber olmayı istiyor... Solun, sosyalistin ve yeşilin bir arada olacağı demokratik bir hayal için... Merhaba...

MEYDANLARDAN MEYDAN BEĞENDİK... ESKİ İSKELEDEYİZ

Bu halay; barışın halayı... Bu halay, çok sesliliğin halayı...

İlçe Seçim Kurulu partilere propoganda için bölge ve zaman kısıtı olan bir izin veriyor. Bize bu pazartesi için 13-17 arasını verdiler... Ne ilginçtir ki, bütün partilerin tır hacmindeki araçları ve yedi mahalleye birden seslenebilen olanaklarıyla gün boyu ve her gün Karaköy/Eminönü iskelesi önündeler... Onlara yasak yok!!! Bize Beşiktaş iskele önünü verdiler. Bir biz vardık. Biz de meydanı boş bulunca halaya durduk... Bir ara arsız ve lüzumsuz (faşist) bir partinin aracı yamacımıza geldi ama iki saniye sürdü... Gittik yanlarına ve gitmeleri gerektiğini söyledik. Gittiler. Eskort eşliğinde... Hakkımızı korumasını biliriz...

MODA... BAHARİYE... MÜHÜRDAR... ALTIYOL... BOĞA :-)

Modalı bizi biliyor. 22 temmuzdan arefesinden beri... Güleryüzlü ekibimiz her gün olduğu gibi gene sokaklarda...

Arkadaşlarımızın koşuşturması haftabaşından itibaren yoğunlaştı... Gitmediğimiz mahallelere gidiyoruz; gittiğimiz mahallelere ise nefesimizin yettiğince bir kez daha uğruyoruz... Moda civarındaki çalışmalara Caferağa Mahallesi muhtar adayımız (biz de destekliyoruz) Kadir Tanık hocamız da katıldı...

32 KISIM BİRDEN HOMO BİSİKLETİCUS EYLEMCESİ

Haber-Sen Genel Sekreteri ve gazeteci dostumuz Mehmet Demir (arkada), yola çıkmadan antenleri düzenliyor :-)

Yolu yarılamış durumdayız... Kozyatağı Seçim Ofisimizin önündeyiz... Biraz dinlenme, azıcık çay ve ihtiyaç molası :-) Bağdat caddesi üzerinden Kadıköy'e döneceğiz... Herkeste keyifli bir yorgunluk başlamış gibi... Araçlarıyla hayli gürültü yapan düzen partilerinin arasından memnun mesut geçiyoruz. Biz, ses kirliliği yaratmıoruz... Egzostumuz yok, zehir gaz çıkarmıyoruz... Afferim bize...

HOMO BİSİKLETİCUS'UN TERS SIRALI ÖYKÜSÜ :-)

Yağmurlu yolda olağan dışı küçük bir refleks arkadaşımızı yere düşürdü. Buz koyuverdi(k) çenesine... Bizi arabasıyla izleyen doktor arkadaşımızın müdahalesiyle yola devam :-)

Etkinliğizin öyküsünü buraya sıraladık ama galiba tersten oldu. İlk haber aşağılara indikçe iniyor :-) Aslında hepsi bir eylemcenin fotoöyküsü... Yoldaki maceralarımızı göresiniz diye parçapinçik sıraladık... Bu karede bir arkadaşımızın kayıp yuvarlanmasının öyküsü var. Azıcık telaşlandık ama hepimiz iyiyiz... Pedal basmaya devam...

BİSİKLET SÜRERKEN YARATTIĞIMIZ ENERJİ ÜZERİNE

Caddebostan sahilinde sabah yürüyüşüne çıkan amca, broşürümüzü dikkatle inceledi.
Arkadaşlarımızla pedal basarken, bizi durdurup kim olduğumuzu ve ne yaptığımızı sorunlar da oldu. Biz de daima ve öncelikle 'katılımcı ve şeffaf yönetilen bir belediye' için yerel yönetim algımızı anlattık... Temiz ve yeşil Kadıköy'ü anlattık... Bu arada iyice yorulduğumuzu ve ter döktüğümüzü söyleyemeliyiz. Bütün arkadaşlarımız pedal basma konusunda antrenmanlı değilmiş meğer :-) Dinlenme molaları keyifli duraklarımız oldu...

BİSİKLETİNLE BİR TUR ATABİLİR MİYİM? VERİR MİSİN?

Velespit (Kızıltoprak) bize teknik servis ve sıcak kahve sundu. Ne güzel...Teşekkürler...

Homo Bisikleticus etkinliğimiz yol boyu çok ilgi gördü. Sırtımıza geçirdiğimiz önlükler, flamalar ve elimizdeki broşürlerle her insan topluluğunun yanında yavaşladık... Kadıköy için hayallerimizi anlattık ve bunu gerçekleştirebilmek için desteklerini beklediğimizi anlattık... 'Oyları bölüyorsunuz' diyenlerin sayısının azaldığını söylemeliyiz. Çünkü herkes her söylediğimizi ilgi ile ve sorular sorarak dinledi... Eylemimiz başarılıydı ve belki cumartesi günü yineleyeceğiz...

YOLA REVAN OLURKEN, BAĞIMSIZ ADAY DESTEĞİ BULDUK

Küresel iklim değişikliğine yol açan en önemli etmenlerden biri de egzost gazı... Bisiklet yolları istiyoruz. Kamusal araçların çoğaltılmasını öneriyoruz... (A.Birdal ortada)

'Barışa Pedal Bas' eylemimizi 20 küsur bisikletli arkadaşımızla yaptık... Yoğun yağmur ve kapalı havada devam ettik... Bizi yolculamaya pek çok aktivist arkadaşımız katıldı. Öğlen üzeri başka seçim çalışması yapan insanlar ve iskelelere koşuşturan Kadıköylüler'in ilgisini çektik... Bizi yolculamaya seçim bürosunun çalışanları ve tabii İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı (DTP) Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal da geldi... Yolumuzun da solumuzun açık olmasını diledi...

HOMO BİSİKLİTİCUS AKTİVİSTLERİ YOLLARDAYDI

Barışa Pedal aktivisti 'Sarı Mayo' Göcekli arkadaşımız, ekibi kıyı kıyı Kozyatağı'ndaki seçim büromuza doğru taşıyor...

Homo Bisikliticus aktivistleri Barışa Pedal aktivistlerine de çağrı yaparak birlikte gerçekleştirdikleri 'Bahara Pedal Bas' etkinliğinde Kadıköy rıhtımdan Bostancı üzerine ve oradan da Bağdat caddesinden geri dönerek seçim bürosuna doğru zorlu (uzunca) bir parkurda pedal bastılar... Yol boyunca Kadıköylüler'e seçim bildirgemizi ve broşürlerimizi dağıttılar. Mola verdikleri noktalarda küçük forumlar düzenlediler ve Kadıköy'ün sürdürülebilir bir temiz çevreye ve yeşil dokuya sahip olması gerektiğini (ve nasıl olabileceğini) anlattılar.